Çocuklarımız için Yeni Normal
ÇOCUKLARIMIZ İÇİN YENİ NORMAL
Değerli Velilerimiz,
Daha önce hiç karşılaşmadığımız bir pandemi sürecinin getirdiği stresle baş etmeye çalışırken bugün normalleşmenin getirdiği stresle karşı karşıyayız. ‘’Yeni normal’’ olarak adlandırdığımız böyle bir dönemde stres yerini paniğe bırakmadığı, bizim yaşantımızdaki işlevselliği bozmadığı müddetçe sağlıklı sayılabilir.
Birçok noktada belirsizliğin hâkim olduğu yeni normal bir döneme giriyoruz ve bu dönem biz yetişkinler için olduğu kadar çocukların hayatında da belli bir öneme sahip. UNİCEF geçenlerde yaptığı bir açıklamada, ailelerin geçici bile olsa ‘’yeni normale’’ göre kendilerini tekrar organize etmelerini, sakin ve proaktif kalmalarını ve yeniden belli rutinler oturtmalarını önermiştir. Şu süreçte kendimizi hayatın akışından alıkoymak her ne kadar bizi hastalıktan alıkoyuyor görünse de özellikle ruhsal anlamda iyileşmemizin önündeki en büyük engellerden biridir.
Özellikle çocuklarımızın her türlü durumla baş edecek güçte olmasını diliyorsak onlar için yapmamız gereken zor zamanlarda hayatı durdurmak değil, aksine o ana odaklanmayı öğreterek yeni baş etme becerileri kazanmalarına yardımcı olmaktır.
Sizlerin de bildiği gibi özellikle 3-6 yaş gruplarında çocukların ruhsal, zihinsel, motor ve sosyal becerileri kazanmasını sağlayan belli aktiviteler ve yaşıtlarıyla ilişki kurmak gelişimleri açısından çok temel bir öneme sahiptir. Pandemi sürecinde okul da dâhil birçok etkinliğin askıya alınması, aile içi ve aile dışı rutinlerin bozulması çocukların ruhsal, sosyal ve akademik gelişimlerini sekteye uğratmış, belli davranış bozukluklarına sebep olmuş olabilir.
Evde geçirilen bu süreç içerisinde çocuklar oldukça kısıtlı uyarana maruz kalıyorlardı. Sürekli aynı ortam ve aynı kişilerle geçirilen vakit bir uyaran eksikliğine neden olmakta ve beynin bu kapasitesinin altında uzun süre çalışmaya alışması zihinsel gelişimi olumsuz etkilemektedir. Nasıl ki uzun süre tablet, telefon kullanımı fazla uyarana maruz bıraktığı için zararlıysa, uyaranların az olması da çocuk için benzer düzeyde zarar teşkil etmektedir.
Çocukların başta ruhsal dünyaları olmak üzere gelişimlerinin yeniden düzene girmesi için ebeveynler olarak tedbirlere uygun sosyalleşme adımları oluşturmak zorundayız. Bu adımları oluştururken oyun ve akran ihtiyacını yabana atmamalı merkeze almalıyız. Bu süreci en az psikolojik sıkıntı ile geçirmek anne babanın tutum ve davranışları ile doğrudan bağlantılıdır. Aşırı kaygılı, korkutucu ve koruyucu yaklaşımlar ilerisi için çözümü zor düğümlere sebep olabilir. Süreci doğru yönetmenin en iyi yolu doğru kaynaktan bilgi ve destek almaktır. Bu noktada hem ebeveynler olarak kendi kaygılarınız hem de çocukların yeni normale oryantasyonu için okul psikologlarımız ve öğretmenlerimizle görüşmekten çekinmeyiniz.
Hepinize sağlıklı günler dilerim
PSİKOLOG
İlknur YILMAZ
.